TÜTÜN EKSPERLERİ DERNEĞİ

Tekel’in Samsun Ve Yeni Harman Markalarinin Kullanim Hakkinin Tekel’in Bat şirketi İle Kuracaği Ortaklıga Devri Yasalara Ve yüksek Planlama Kurulu Kararına Aykırıdır

Tekel’in Samsun Ve Yeni Harman Markalarinin Kullanim Hakkinin Tekel’in Bat şirketi İle Kuracaği Ortaklıga Devri Yasalara Ve yüksek Planlama Kurulu Kararına Aykırıdır

 
 
 
 
 

İZMİR, Mayıs.1999

TÜTÜN PLATFORMU BİLDİRİSİ

(BİLDİRİ 19)

TEKEL’İN SAMSUN VE YENİ HARMAN MARKALARININ

KULLANIM HAKKININ TEKEL’İN BAT ŞİRKETİ İLE KURACAĞI ORTAKLIĞA DEVRİ YASALARA VEYÜKSEK PLANLAMA KURULU KARARINA AYKIRIDIR

 

TEKEL SİGARA FABRİKALARI NİÇİN ÖZELLEŞTİRİLEMEZ

Tekel sigara fabrikalarının özelleştirilmesi; Türk tütüncülüğü, tütün üreticileri, sektörde çalışanlar ve yurt ekonomisi için onarılması olanaksız olumsuz sonuçlar doğuracaktır. Bu nedenle yasalar, Tekel Sigara fabrikalarının özelleştirilmesine olanak tanımamıştır. Üretici kuruluşları, işçi sendikaları, dernekler ve bilim adamları bu konudaki kaygılarını ve tepkilerini uzun süredir muhtelif yollarla dile getirmektedirler. Bu kaygı ve tepkiler özet olarak şu nedenlerden kaynaklanmaktadır.

1-Bu fabrikaların özelleştirilmesi milli ekonomiye ek bir katkı sağlamayacaktır. Devletin bu kuruluşlardan sağladığı karı çok uluslu şirketlerle bölüşmesi için haklı sayılabilecek hiçbir neden yoktur.

2- Özelleştirme sonunda, % 85 Amerikan tütününe karşın sadece % 15 Türk tütünü içeren sigaralar iç piyasaya hakim olacak, Türk tütünü kendi ülkesinde sigara pazarından kovulacaktır.

3-Özelleştirmenin kaçınılmaz sonucu olarak, çok uluslu şirketler, yalnız sigara iç pazarımıza hakim olmakla kalmayacak, ekici tütün piyasalarını, bu piyasalarda fiyat düzeylerini ve ihraç fiyatlarımızı kendi çıkarlarına göre belirlemekte karşı konulmaz tek güç konumuna geleceklerdir.

4-Özelleştirme yapılırsa 2000’li yılların başında Türkiye’nin tütün üretiminin bu günküne göre yarı yarıya azaltılması gerekecektir.

5-Türkiye’de sigara üretmekte olan çok uluslu şirketlerin üretim kapasitelerini arttırmalarına, yerli ve yabancı şirketlerin yeni sigara fabrikaları kurmalarına hiçbir engel yoktur. Bu olanağa rağmen bu şirketlerin Tekel Sigara fabrikalarını ele geçirmekte ısrar etmelerinin amacı, Tekel’in sigara üretiminden çekilmesini ve iç piyasaya Amerikan sigaralarının hakim olmasını sağlamak, ekici tütün piyasalarında ve ihracatta mutlak hakimiyeti ele geçirmektir.

6-Sonuçta özelleştirme büyük ekici kitlelerinin tütün tarımını terk etmesine ve dayanılmaz gelir kayıplarına uğramasına neden olacak, onların ekonomik ve sosyal yaşamlarını tahrip edecektir. 

Bu gerçekler, Tekel sigara fabrikalarının özelleştirilmesi konusunun bir çok özelleştirmeden hatta Tekel’in içki fabrikaları ile tuzlalarının özelleştirilmesinden farklı bir anlayışla ele alınmasını zorunlu kılmaktadır. Yeryüzünde belki de yalnız Türkiye’de, Tekel sigara fabrikalarınınözelleştirilmesi konusu, Türk tütün üreticilerinin ekonomik ve sosyal kaderinden soyutlanarak her hangi bir özelleştirme konusu gibi ele alınamaz ve bu fabrikalar özelleştirilemez.

ORTAKLIĞIN VARACAĞI SONUÇ TAM ÖZELLEŞTİRMEDEN BAŞKA BİR ŞEY DEĞİLDİR.

Bu gerçekler göz önünde tutularak yürürlüğe konulduğu kuşkusuz olan yasalar, Tekel sigara fabrikalarının özelleştirilmesine olanak vermemektedir. Akhisar Sigara fabrikası için bu yasal olanaksızlığın, çok uluslu şirket fabrikaya ortak edilmek suretiyle aşılmak istendiği gözlenmektedir. Aslında yapılmak istenen Tekel sigara fabrikalarının özelleştirilmesine olanak tanımamış olan kanun koyucunun yani ulusal iradenin ana tercihine aykırı bir tasarruftur. Çünkü, ortaklık yolunun izlenmesi varılacak sonucun özelleştirme olan esas niteliğini değiştirmeyecektir.

Bu konuda BAT ile yaptığı ön anlaşmada azınlık hissesi ile yetinmeyi Tekel kendisi önermişken, 233 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 1 inci maddesinin 6 numaralı fıkrası gereğince çok uluslu ortağın hissesinin % 85 e kadar çıkması olanağı varken ve aynı ön anlaşmada Tekel hisseleri üzerinde BAT nun rüçhan hakkı olduğu Tekel tarafından peşinen kabul ve taahhüt edilmişken, bu ortaklık varacağı sonuç itibariyle tam özelleştirmeden başka bir şey değildir.

YPK KARARINDAN ÖNCE MUTABAKAT MEMORANDUMU VE ÖN ANLAŞMA İMZALANMASI YASALARA VE GENEL KURALLARA AYKIRIDIR

Bu gerçeği herkesten önce görmesi ve değerlendirmesi gereken Tekel yönetimi, aksine bunu yok saymayı yeğlemiştir. Bu anlayışın sonucu olarak da, hukuka saygısı olan bir yönetimin asla yapmaması gereken bir şeyi yaparak, Yasalara aykırı bir “mutabakat memorandumu” nu ve “ön anlaşma” yı imzalayabilmiş ve bu metinleri Yüksek Planlama Kurulu (Y P K) kararına rağmen bu güne kadar yürürlükte tutabilmiştir.

1994 yılında Tekel ile BAT arasında, Akhisar Sigara fabrikası ile Samsun ve Yeni Harman markalarının kullanım hakkının BAT ile kurulacak ortaklığa devredileceği konusunda bir “mutabakat memorandumu”imzalanmıştır.

Bu memorandumda Tekel,

-Samsun ve Yeni Harman markalarının, kurulacak ortaklık tarafından Akhisar sigara fabrikasında üretileceğini,

-Ortaklıkta hisselerin çoğunluğunun BAT ya ait olacağını,

-Görüşmelerin gizli tutulacağını,

-Konu ile ilgili uzun süreli bir işbirliği için başka kişiler ve firmalarla görüşme yapmayacağını,

-Tekel hisselerinin satışında BAT nun rüçhan hakkı olacağını, kabul ve taahhüt etmiştir. 

Memorandumdan önce diğer kişi ve firmalara bir duyuru yapılmamış ve bu memorandum Tekel Genel Müdürlüğü tarafından yönetim kurulunun kararı hatta bilgisi olmadan imzalanmıştır. Özelleştirmenin başta gelen şartlarından olan şeffaflık ilkesini hiçe saydığı görülen Tekel yönetimi, tutumunu özellikle Akhisar sigara fabrikası için günümüze kadar sürdürmüştür.

Mutabakat memorandumu doğrultusunda yapılan çalışmaların sonucu olarak Nisan 1997 de Tekel’le BAT arasında bir “ön anlaşma” yapılmıştır. 31.12.1997 tarihine kadar geçerli olmak üzere imzalanmış olan ön anlaşma 03.01.1998 tarihinde Tekel Yönetim Kurulu kararı ile “YPK kararı çerçevesinde çalışmaların sürdürülmesi amacıyla süresiz olarak uzatılmıştır.” Yani hala yürürlüktedir.

Aşağıda yapacağımız açıklamalarda görülecektir ki bu ön anlaşma Tekel Yönetim Kurulu kararında ön görüldüğü gibi YPK kararı çerçevesinde değildir.

Mutabakat memorandumunda yer alan esaslara uygun olarak düzenlenen ön anlaşmanın başlıca hükümleri şöyledir;

-Tekel ve BAT, Akhisar sigara fabrikası için 280 milyon $ sermayeli bir ortaklık kuracaklardır.

-Ortaklıkta BAT’nun payı % 52, Tekel’in payı % 48 olacaktır.

-Kurulacak fabrikanın yıllık üretim kapasitesi 10 uncu yılda 25 milyar adede (25 milyon kg ) ulaşacaktır.

-Tekel’in Samsun ve Yeni Harman markalarının Türkiye’de ve bütün dünyada münhasır kullanım hakkı 49 yıl için ortaklığa devredilecektir.

-Fabrikanın üretim kapasitesi hedeflenen miktarı tamamıyla karşılamaya yeterli düzeye ulaşıncaya kadar, söz konusu iki marka BAT nun seçeceği Tekel fabrikasında veya fabrikalarında BAT için fason olarak üretilecektir.

-Ortaklığın yönetim kurulu, 5 i BAT yu, 3 ü Tekel’i temsil edecek 8 üyeden oluşacaktır.

-Tekel hisseleri için BAT nun rüçhan hakkı olacaktır.

 

Zamanın Devlet Bakanı Eyüp AŞIK’ın önerisi üzerine çıkarılan 15.12.1997 tarihli YPK kararı şöyledir:

“İnşaat işleri tamamlanmak üzere olan Akhisar Sigara fabrikasında Samsun ve Yeni Harman sigaraları ile Biritish American Tobacco ( BAT ) nun uluslararası markalarının üretilip pazarlanması amacıyla Tekel ile BAT tarafından 280 milyon $ sermaye ile kurulacak ve yılda 25 milyar adet sigara üretim kapasitesine sahip olacak ortaklığa Tekel Genel Müdürlüğünün Akhisar Sigara fabrikası bina ve arazisi ile nakit veya yaprak tütün olmak üzere toplam 134.4 milyon $ karşılığı % 48 sermaye payı oranında katılmasına 233 Sayılı KHK nin 27’inci maddesine göre karar verilmiştir.”

YPK kararında kesin olarak belirtildiğine göre,

1-Bu karar, 233 Sayılı “Kamu İktisadi Teşebbüsleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname” nin 27 inci maddesine dayanmaktadır.

2-Ortaklığın amacı, Tekel’in Samsun ve Yeni Harman sigaraları ile BAT nun uluslararası markalarının müştereken üretilip pazarlanmasıdır.

3-Müşterek üretim, inşaat işleri tamamlanmak üzere olan Akhisar Sigara fabrikasında yapılacaktır.

4-Kararda Tekel’in Samsun ve Yeni Harman markalarının münhasır kullanım hakkının ortaklığa devredileceğine dair her hangi bir hüküm, hatta bu yolda yorumlanmaya müsait bir ifade dahi yoktur.

5-Kararda Tekel’in iki markasının münhasır kullanım hakkının Akhisar fabrikasının üretime başlaması beklenilmeden ortaklık anlaşmasının yürürlüğe girdiği tarihte ortaklığa devredileceğine dair her hangi bir hüküm de bulunmamaktadır.

ÖN ANLAŞMA YPK KARARINA TAM ANLAMIYLA AYKIRIDIR

YPK kararı ve Tekel yönetiminin konu ile ilgili uygulamaları objektif olarak irdelendiğinde, bu uygulamaların KHK lere ve sözünü ettiğimiz YPK kararına kesinlikle aykırı ve bu nedenle kabul edilemez olduğu görülecektir.

I- 15.12.1997 tarihli YPK kararı, 233 sayılı KHK nin 27. maddesine dayanmaktadır.

Bu madde, başlığında belirtilmiş olduğu gibi yalnız “iştiraklerin teşkiline ve niteliklerine ait hükümleri” içermektedir. Bu hükümlere dayanan YPK kararında da bu nedenle yalnız ortaklık kurulmasının öngörülmesiyle yetinilmiş, Samsun ve Yeni Harman markalarının münhasır kullanım hakkının ortaklığa devrine dair her hangi bir hükme yer verilmemiştir.

Bu nedenle YPK kararının Tekel’in Samsun ve Yeni Harman markalarının münhasır kullanım hakkının devri için kullanılması kesinlikle söz konusu olamaz.

II- 15.12.1997 tarihli YPK kararı yalnız Tekel’in Samsun ve Yeni Harman markalarını değil hiç ayrım yapmadan hem Tekel’in bu iki markasını, Hem de BAT nun uluslararası markalarını kapsamaktadır. Amacın, söz konusu Tekel ve Bat markalarının Akhisar Fabrikasında üretilmesinde ve pazarlanmasında işbirliği sağlamak olduğu YPK kararında açıkça ifade edilmiştir.

Bu karar; Tekel’in iki markasının münhasır kullanım hakkının ortaklığa devredileceği, yani söz konusu Tekel markalarının yalnız kurulacak ortaklık tarafından üretilebileceği, Tekel’in başka bir fabrikasında veya başka bir ülkede Tekel tarafından bile üretilemeyeceği şeklinde bir kabule ve ona göre bir ön anlaşma yapılmasına kesinlikle olanak vermemektedir. 

Bu imkansızlık olmasaydı bile, Tekel’in iki markasının münhasır kullanım hakkının ortaklığa devredilebilmesi için en azından BAT nun aynı karar kapsamında olan uluslararası markalarının münhasır kullanım hakkının da ortaklığa devredilmesi gerekirdi. YPK kararındabelirtilen amacın gereği budur. Bu konuda mütekabiliyet esas olmalıydı. Halbuki yapılan ön anlaşmada böyle bir hüküm yoktur. Tek taraflı olarak yalnız Tekel’in iki markasının münhasır kullanım hakkının devri, YPK kararına olduğu kadar, genel kurallara da, mantığa da aykırıdır.

III- YPK Kararında Tekel ile BAT arasında ortaklık kurma amacının, söz konusu markaların Akhisar Sigara fabrikasında üretilip pazarlanması olduğu hükme bağlanmıştır.

Tekel ile BAT arasında yapılan ön anlaşmada ise YPK kararının bu hükmü dikkate alınmayarak, Samsun ve Yeni harman markalarının münhasır kullanım hakkının Akhisar fabrikası üretime başlamadan ortaklığın kurulduğu tarihte ortaklığa devri ve bu markaların Tekel’ in diğer fabrikalarında ortaklık adına fason olarak üretilmesi öngörülmektedir.

YPK Kararı Tekel’e, iki markasının kendi fabrikalarında ortaklık adına fason olarak üretilmesi için anlaşma yapmak yetkisi vermemiştir.

IV- Ön anlaşmada Akhisar Sigara fabrikasının planlanan 25 milyar adet üretim kapasitesine 10 yılda ulaşacağının tahmin edildiği ifade edilmektedir. 

Tekel’in Samsun ve Yeni Harman markalarının Türkiye’de ve dünyanın her yerinde münhasır kullanım hakkının, ortaklık anlaşmasının yapıldığı tarihte ortaklığa devredilecek olması nedeniyle, fabrika üretime başlayıp belirtilen üretim kapasitesine ulaşıncaya kadar geçecek süre içerisinde bu sigaralar Tekel’in diğer fabrikalarında ortaklık hesabına fason olarak üretilecek böylece bu sigaraların satışından elde edilecek karın % 52’si BAT şirketine ait olacaktır.

BAT Akhisar Fabrikasında üretilecek Tekel markalarının kullanım hakkının karşılığı olarak anlaşma tarihinde 71 milyon $ ödemeyi taahhüt etmiştir. Bu miktarın önemli bir bölümü, söz konusu hakkın fabrika üretime başlamadan devri nedeniyle, aslında Tekel’e ait olması gereken kardan ödenecek, yani Tekel tarafından BAT ya iade edilecek demektir.

Benzeri, görülmemiş olan böyle bir uygulamanın, Yasalara ve YPK kararına uygun, doğru ve haklı olduğunu kabul etmeye olanak yoktur.

V- YPK kararının dayandığı 233 sayılı K.H.K. nin 27. maddesinin konu ile ilgili hükümleri şöyledir;

“1 numaralı fıkra –

Teşebbüs (Yani Tekel ) veya ortaklığın bir anonim şirkete iştiraki, ilgili teşebbüsün önerisi üzerine koordinasyon kararı ile yapılır.

2 numaralı fıkra-

Bir anonim şirkete iştirak için Teşebbüsün veya bağlı ortaklığın şirket sermayesine katılma payının en az % 15 olması gerekir. Bu oran ortaklığın sermaye arttırması halinde de % 15 den aşağı düşürülmez.”

Görülüyor ki, 233 sayılı K.H.K. nin 27. maddesi; madde başlığına uygun olarak Teşebbüslerin ( Bu meyanda Tekel’in ) Yalnız iştirak teşkiline ve bu iştirakin niteliklerine dair hükümler içermektedir.

Tekel markalarının münhasır kullanım hakkının iştirake devri bu madde kapsamında bir konu değildir. Bu maddeye dayanılarak yürürlüğe konulan YPK kararı ile Tekel Markalarının kullanım hakkının devri yapılamaz.

Böyle olduğu için, bu devri mümkün hale getirmek amacıyla 15.12.1997 tarihli YPK kararından birkaç gün önce 9.12.1997 de alınan bir Bakanlar Kurulu Kararı ile 86 / 10911 sayılı kararnamenin eki “Yaprak Tütün ve Tütün Mamullerinin üretimi, satışı ve ithalatı, fon alınması ve bu fonun kullanılmasına dair usul ve esaslar” ın 5 inci maddesinin (a fıkrasına);

“Ayrıca Tekel kendisine ait markalarını, fabrikalarını ve diğer varlıklarını tahsis etmek suretiyle ortaklıklar tesis edebilir.

Bu hüküm yayımı tarihinde yürürlüğe girer”

hükmünün eklenmesi zorunda kalınmıştır.

Eklenen bu hüküm, ikinci paragrafında belirtilmiş olduğu gibi, Resmi Gazetede yayımlandığı 25.12.1997 tarihinde, YPK kararından 10 gün sonra yürürlüğe girmiştir. Yani YPK kararının alındığı tarihte, Tekel’e marka tahsisi suretiyle ortaklık kurma yetkisi veren hüküm yürürlükte değildi. Bu nedenle, Tekel’in marka tahsisi suretiyle ortaklık kurmasına hukuksal olanak bulunmuyordu.

Buna rağmen yasalara ve yetkili organların kararına aykırı olan bir ortaklık anlaşması yapılamaz.

VI- YPK nun ortaklık kurulmasına dair 15.12.1997 tarihli kararı 233 Sayılı K.H.K. nin 27. maddesine dayandığına göre, kurulması söz konusu olan ortaklık bir anonim şirkettir. Bu anonim şirketin % 52 hissesi BAT şirketine, % 48 hissesi ise Tekel’e ait olacaktır. BAT şirket hisselerinin % 1 ini bedelsiz olarak Tekel çalışanları fonuna devredecektir.

Ön anlaşmanın bu hükmü bazı soruları davet etmektedir.

A)Tekel azınlık hissesi ile niçin yetinmiştir? Bunu karşı taraf değil de niçin Tekel önermiştir?

B)Anonim şirketin diğer ortakları kimlerdir?

C)Tekel çalışanları fonunun yasal statüsü nedir?

D)Fon Tekel’ de çalışan memur ve işçilerin tamamını mı bir kısmını mı kapsıyor?

E)Bir kısmını kapsıyorsa bu personelin sayıları ne kadardır ? Oranları nedir? Kimlerden oluşuyor?

F)Bir kısmını kapsıyorsa bu tercihin sebepleri nedir?

SONUÇ : YPK KARARINA AYKIRI OLAN ÖN ANLAŞMANIN İPTALİ VE İŞLEMLERİN DURDURULMASI GEREKİR

Samsun ve Yeniharman sigaraları ile British American Tobacco şirketinin uluslararası markalarının Akhisar Sigara fabrikasında müştereken üretilip pazarlanması amacıyla Tekel ve BAT arasında bir ortaklık kurulması hakkındaki YPK kararı 15.12.1997 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Bu karar Başbakanla birlikte on Bakanın ve Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarının imzasını taşımaktadır.

Bu bildiride yaptığımız açıklamalarda görülmektedir ki Tekel yönetimi yasaları ve hukuksal kuralları yok sayan bir anlayışla söz konusu YPK kararına aykırı bir ön anlaşmayı imzalayabilmiştir ve bu anlaşma hala yürürlüktedir.

Bir KİK olan Tekel Yönetiminin buna yetkisi de hakkı da yoktur. Tekel böyle bir anlaşma yapamaz, yaparsa bu anlaşma hukuken geçerli olamaz.

Neresinden bakılırsa bakılsın bu ön anlaşma yasalara, genel kurallara ve 15.12.1997 tarihli YPK kararına aykırı, hukuksal dayanağı olmayan keyfi bir kararın ürünüdür. İptal edilmesi ve işlemlerin durdurulması gerekir.

Bu nitelikte bir ön anlaşma yapabilecek ve böyle bir anlaşma YPK kararına rağmen hala yürürlükte kalabilecekse hukuk ve yasalar niçin vardır?

İlgili çevreler, yeni hükümetin gereğini yerine getireceğini, bu kadar vahim bir hatanın niçin yapıldığının ve bunda niçin ısrar edildiğinin araştırılacağını ümit etmekte ve beklemektedirler.