TÜTÜN EKSPERLERİ DERNEĞİ

1177 Sayili Tütün Ve Tütün Tekeli Kanununun Yerine Yürürlüge Konulmak Amaciyla Hazirlanmiş Olan Tütün Ve Tütün Mamülleri Yasa Tasarisi Türk Tütüncülügünün Hiçbir Sorununu Çözemeyecek Ve Yeni Sorunlara Neden Olacaktir

1177 Sayili Tütün Ve Tütün Tekeli Kanununun Yerine Yürürlüge Konulmak Amaciyla Hazirlanmiş Olan Tütün Ve Tütün Mamülleri Yasa Tasarisi Türk Tütüncülügünün Hiçbir Sorununu Çözemeyecek Ve Yeni Sorunlara Neden Olacaktir

İzmir, 28.02.1998

TÜTÜN PLATFORMU BİLDİRİSİ

(Bildiri 16)

1177 SAYILI TÜTÜN VE TÜTÜN TEKELİ KANUNUNUN YERİNE YÜRÜRLÜĞE KONULMAK AMACIYLA HAZIRLANMIŞ OLAN

TÜTÜN VE TÜTÜN MAMÜLLERİ YASA TASARISI

TÜRK TÜTÜNCÜLÜĞÜNÜN HİÇBİR SORUNUNU ÇÖZEMEYECEK

VE YENİ SORUNLARA NEDEN OLACAKTIR

 

1969 yılında yürürlüğe giren 1177 sayılı Tütün ve Tütün Tekeli Kanununun, tütün tekelini tanımlayan ve bu tekelin kapsamını belirleyen 38 inci maddesi 1986 yılında yürürlükten kaldırılarak Türkiye’de Tütün tekeline son verilmiştir. O tarihten beri Türkiye’de tütün tekeli yoktur ama Tütün Tekeli yasası hala yürürlüktedir ve tütünle ilgili meseleler böyle bir yasayla düzenlenmeye çalışılmaktadır.

Bu yasa günümüzde çoğu gereksiz hale gelen işlemlerin Tekel tarafından sürdürülmesine neden olmaktadır. Bu durum çok uluslu şirketlerin yurt içinde sigara üretmek ve bu sigaraları iç piyasada pazarlamak olanağına sahip olduğu günümüz koşullarında Tekelin bütün olanaklarını asıl amacı olan sigara üretimi ve pazarlaması için kullanmasını ve aynı pazarı paylaştığı çokuluslu şirketlerle rekabet etmesini engellemektedir.

Diğer taraflar, dünya tütüncülüğünde, teknolojide ve uluslararası ticarette çok önemli gelişmeler yaşanmaktadır. Yürürlükteki yasalarla bu gelişmelere ayak uydurulamayacağının, bu başı boşluğun Türk Tütünü ve tütün üreticileri için olumlu sonuçlar doğurmayacağının yıllar önce anlaşılmış olması gerekirdi.

Bu gerçeklerin yıllardır tartışılmasına, Milli Tütün Komitesi toplantılarında kabul edilmiş ve yedinci beş yıllık kalkınma planında yer almış olmasına rağmen zorunlu hale gelen yasa değişikliklerinin bu güne kadar yapılmamış olmasını, bir ihmalin masum sonucu olarak kabul etmek mümkün değildir. Bu durumun en azından Tekel’in özelleştirilmesinden başka çare kalmadığı iddiasını öne sürerek Tekel Sigara fabrikalarının özelleştirilmesini ve tekel markalarının çok uluslu şirketlere devrini önerenlere ve bu öneriyi destekleyenlere cesaret veren bir zemin hazırladığı yadsınamaz.

Bu koşullar içerisinde hazırlanmış olan yasa tasarısının Türk tütününü ve tütüncülüğümüzü içine itildiği çıkmazdan kurtaracak bir metin olması beklenemezdi. Buna rağmen bir Devlet bakanlığı tarafından hazırlanıp Bakanlar Kuruluna sevk edilen yasa tasarısının niçin bu kadar yetersiz olduğunu anlamak gene de mümkün değildir.

Yedinci beş yıllık kalkınma planında 1177, 196 ve 1196 sayılı yasaların günün şartlarına uygun hale getirilmesi öngörülmüş olduğu halde Hükümete sevk edildiği anlaşılan “Tütün ve Tütün mamulleri” yasa tasarısında buna uyulmadığı görülmektedir. 1177 sayılı tütün ve tütün tekeli kanununun yerine yürürlüğe konulmak üzere hazırlanan bu tasarı, ekici tütün piyasalarının desteklenmesi hakkındaki 196 sayılı yasayla 1196 sayılı tütün Tarım Satış Kooperatifleri yasasını günün şartlarına uygun hale getirecek yerde 196 sayılı yasa hükümlerinin tasarının 3. Maddesinde yer aldığı, 1196 sayılı yasanın ise tümüyle yürürlükten kaldırıldığı görülmektedir. Sekiz ana maddeden ibaret olan bu tasarı ; sözünü ettiğimiz üç yasanın kapsadığı bütün konuları günün şartlarına uygun çözümlere ulaştırmaktan çok uzaktır.

Bu gün gelinen noktada; üretim planlaması, tütün satış merkezleri ve destekleme alımları gibi başlıca konulara ait yetki ve sorumlulukların sınırlarının ve sahibinin hiç bir tereddüde yer bırakmayacak şekilde belirlenmesi,

 

 

 

 

 

  1. Tütün üretim planlaması ve kota uygulaması,
  2. Tütün satış Merkezlerinin kurulması ve yönetimi,
  3. Artırmalı satış işlemleri,
  4. Gerektiğinde müdahale alımları yapılması,

gibi görevlerin nitelikleri, kapsamı ve birbirleri ile yakın ilgisi göz önünde tutularak bir kamu kuruluşuna verilmesi gerekir. Bu konuda en rasyonel çözüm, Milli Tütün komitesi tarafından benimsenmiş ve öneri haline getirilmiş olduğu gibi bu görevlerin kurulacak (TÜTÜN OFİSİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ)ne verilmesi olacaktır.

Tasarının maddeleri hakkındaki görüşlerimizi özet olarak aşağıda açıklamaya çalışacağız. Bu açıklamalar tasarıyı kabul edilebilir, üzerinde tartışılabilir bir metin olarak kabul ettiğimiz anlamında algılanmamalıdır.

Tütünle ilgili bir çok konuya tasarıda yer verilmemiştir. Bu konuların kararnamelere ve yönetmenliklere bırakılmış olması tütün konusunun siyasal yatırım aracı olarak kullanılmasının ve çıkar çevrelerinin etkisine açık bir ortam yaratılmasının tercih edildiğini göstermektedir.

Türk tütüncülüğünün hayati derecede önemli meselelerinin, Milli tütün politikası çerçevesinde ele alınıp ciddi esaslara bağlanması zorunlu hale gelmişken, Tekelden sorumlu Devlet Bakanlığı tarafından hazırlanan tasarıda konunun bu kadar basite indirgenip, yüzeysel olarak ele alınmasını benimsemek imkansızdır. Tasarının bu haliyle Türk Tütüncülüğünün hiç bir sorununu çözmeyeceği hata yeni sorunlara yol açacağı kesindir.

Bu aşamadaki tek umudumuz tasarının Meclise sevk edilebilecek nitelik ve yeterlilikte olmadığının Hükümetin dikkatinden kaçmayacağına ve geri çevrileceğine inanmaktır.

MADDE : 1 - AMAÇ VE KAPSAM

Bu maddede “Tütün üreticilerinin desteklenmesine ilişkin usul ve esasların düzenlemesinin” yasanın amaçlarından biri olduğu hükmü yer almaktadır. Bu ifade yeterli değildir.

Günümüzde hangi tütünlerin destekleme kapsamında olacağının ve hangi üreticilerin desteklemeden yararlanacağının açıklıkla belirlenmesi zorunlu hale gelmiştir.

Destekleme Sosyal amaçlı, gerektiğinde devletin zararı üzerine aldığı bir hizmettir. Bu nedenle destekleme, yalnız ülkemizde üretilecek Türk tütünlerini ve bu tütünleri üretecek T.C Vatandaşlarını veya onların üretim amaçlı kuruluşlarını kapsamalıdır. Yabancı tip tütünler ve T.C Vatandaşı olmayanların veya yabancı ortaklı şirketlerin Türkiye’de üretecekleri Türk tütünleri destekleme kapsamı dışında bırakılmalıdır.

MADDE : 2 - TÜTÜN ÜRETİMİ

Maddenin ikinci paragrafında, “ekim Belgesi” nin destekleme ile görevlendirilen kuruluş tarafından verilmesi öngörülmektedir. Üçüncü maddede ise, destekleme görevinin kime ait olduğu açıkça belirtilmemiş, Bakanlar Kurulu Kararıyla bir kamu kuruluşuna, üretici veya kooperatif birliğine verilebileceği ifade edilmiştir.

Destekleme görevi, başlangıçtaki birkaç yıllık deneyimden sonra, her yıl çıkarılan Bakanlar kurulu kararları ile sürekli olarak Tekel’e verilmiştir. Üreticilere ekim belgesi vermek ise süreklilik arz eden bir kamu hizmetidir. Tasarıda bu iki hizmetin aynı kuruluşa verilmiş olması, bu hizmetlerin bir kamu kuruluşuna verilmesi ve bu kuruluşun Bakanlar kurulu kararına bırakılmayıp yasada belirlenmesini gerekli kılmaktadır.

Milli tütün kuruluna ait hükümler, niteliği ve önemi nedeniyle 2. Maddenin paragrafları halinde değil, tasarıda ayrı bir madde halinde yer almalıdır. Yürürlükteki 1177 sayılı yasa ile görev verilmiş olan “Bakanlıklar Arası Tütün Kuruluna” tasarıda yer verilmemiştir. 1177 sayılı yasanın “Bakanlıklar arası tütün kurulu kararlarında Milli Tütün Komitesi kararlarının göz önünde tutulacağı” hükmü, tütün ile ilgili kararların oluşumunda bir konsensus arayışının ifadesidir. Problemlerin, milli tütün komitesini oluşturan kuruluşların tartışarak şekillendirecekleri öneriler dikkate alınarak çözüme ulaştırılmasının, 30 yıl sonra daha ileri götürülmesi beklenirken tasarıda bu yolun tamamıyla kapatıldığı görülmektedir.

Milli tütün politikası tasarıda yer aldığı şekilde her yıl yeniden belirlenecek bir konu değildir. Değişmez ilkeleri ve esasları olmalıdır. Her yıl yapılacak Milli Tütün Kurulu toplantılarında ancak uygulamaların bu ilke ve bu esaslara göre yapılmasının sürekliliği sağlanmalıdır.

MADDE:3-ÜRETİCİLERİN DESTEKLENMESİ

“Üreticilerin korunması amacıyla destekleme alımları yapmak için Bakanlar Kurulu tarafından bir kamu kuruluşu, üretici veya kooperatif birliğinin görevlendireceği” hükmü yer almaktadır. Destekleme ile görevlendirilecek üretici birliği veya kooperatif birliğinin hangi birlikler olduğu tasarıda açıkça belli edilmiyor.

1196 sayılı tütün tarım satış kooperatifleri Bölge Birlikleri ve Türkiye Genel Birliği yasası, tasarının 9. maddesi ile yürürlükten kaldırıldığına göre, tasarıda sözü edilen kooperatif birliği Tütün Tarım Satış Kooperatiflerinin Birliği olamaz. Bilinen tek şey budur.

Diğer taraftan tasarının 2 nci maddesinin ikinci fıkrasından anlaşıldığına göre destekleme alımları yapacak kuruluş, aynı zamanda üretim planlaması ve “Üreticilere tütün ekim belgesi” vermek görevini de üslenecektir.

Bu görev; ciddi bir arşivi, uygulamanın üretici bazında değerlendirmeye dayanmasını, üretici bazında izlenmesini ve yaptırım yetkisini gerektiren sürekli bir hizmettir. Gerektiğinde üretim belgesi iptaline karar vermek, tarladaki tütünleri yok etmek, suçluları cezalandırmak için yargıya başvurmak yetkisi verilecek kuruluş ancak bir “Kamu Kuruluşu” olabilir. Bu nedenle, üreticilere “Tütün Ekim Belgesi” verecek ve aynı zamanda destekleme alımları yapacak olan bu kamu kuruluşu tasarıda kesin olarak belirtilmelidir.

MADDE:4- TÜTÜN EKSPERLİĞİ

Tütün Eksperi ve Tütün Teknoloji Mühendisi yetiştirilmesi, Tütün Eksperliği Yüksek Okulunun, yüksek okulun bağlı olduğu dekanlık ve üniversite ile Y.Ö.K nun yetki alanına giren bir konudur. Bu elemanların yetiştirilmesine ait esasların Tütün ve Tütün Mamulleri yasasına dayanılarak çıkarılacak yönetmenlikle düzenlenmesi gereksizdir.

Tütün Eksperliği, müteaddit bilim dallarıyla ilgili, bağımız ve her bakımdan sınırları belli, yetkileri tartışılmaz bir meslektir. 2000’li yıllara girerken bu meslek mensuplarının görev yetki ve sorumluluklarına ait hükümlerin yasada yer alması gerekir, 30 yıl önce olduğu gibi yönetmenliğe bırakılması doğru değildir.

MADDE: 5 - ÜRETİCİ TÜTÜNLERİNİN SATIŞI

Üretici tütünlerinin satış merkezlerinde açık artırma yöntemi ile alınıp satılacağı hükmü bu maddenin esasını oluşturmaktadır. Tütün satış merkezlerinin hangi kuruluş tarafından kurulacağı, kuruluş esasları, hangi kuruluş tarafından yönetileceği, değerlendirmede hangi Ekspertizlerin esas olacağı bu ekspertizlerin nerede yapılacağı tasarıda belirtilmelidir.

Tasarının bu maddesine benzer hükümler 1177 sayılı Tütün ve Tütün Tekeli kanununda da bulunuyordu. Buna rağmen artırmalı satış yöntemi 30 yıldır hayata geçirilememiştir. Bu konunun, hiç kimsenin esasına itiraz etmediği, hiç bir yetkili makamın da uygulamayı başlatmak için bir şey yapmadığı bir konu olunduğu bütün ilgilerce bilinmektedir. Tasarı bu hali ile yasalaşırsa karşılaşılacak sonuç 30 yıldır süregelen durumun uzamasından başka bir şey olmayacaktır.

Tasarının satış merkezlerinde satılan tütünlerin, alıcılar tarafından bedeli aynı gün ödenip aynı gün kaldırılacağı hükmü bir anlam ifade etmemektedir. Çünkü bu hüküm satış merkezleri kuruluncaya kadar uygulanamayacaktır. Satış merkezlerinin ne zaman kurulacağı ise belli değildir. Sonuç olarak 1177 sayılı yasanın 10 gün içinde bedelini ödeyip tütünü teslim almak yükümlülüğünü koyan hükmü yürürlükten kalkmış olacağı için, alıcılar satın aldıkları tütünleri teslim alma ve bedelini ödeme tarihlerini satış merkezleri kuruluncaya kadar tek taraflı olarak diledikleri gibi belirlemek rahatlığı elde edeceklerdir. 

Bu nedenle uygulamanın hangi şartların yerine getirilmesi ile hangi tarihte başlayacağını, uygulama başlayıncaya kadar hangi esasların uygulanacağını disiplin altına alacak hükümlerin tasarıda yer alması gerekir. Bu yapılmazsa üreticilerin üzücü sonuçlarla karşılaşmaları kaçınılmaz olacaktır.

“En az piyasa fiyatını hangi esasa göre saptanacağı tasarıda belirlenmiş olmasına rağmen, “Destekleme fiyatının” tanımı ve hangi esasa göre belirleneceği yer almamıştır. Bilindiği gibi destekleme fiyatlarının belirlenmesinde birincil etken, ekici maliyetleridir. Her yıl ekici tütün piyasaları öncesinde muhtelif kuruluşlar tarafından birbirinden çok farklı ekici tütün maliyetleri ifade edilmekte bu farklılık tartışmalara neden olmaktadır.

Destekleme fiyatlarının isabetle belirlenmesini sağlamak için, her ürün yılına ait ekici maliyetlerinin; tütün ekicileri, sigara üreticileri, tütün tüccarları ve tütün Eksperleri kuruluşları temsilcilerinin katılımı ile bilimsel bir kuruluş tarafından yapılacak çalışmalar sonunda belirleneceği ve bunun esasları tasarıda yer almalıdır.

Maddenin üçüncü fıkrasının “Destekleme alımları çerçevesinde alınacak tütünler için açık arttırmaya katılınmaz” hükmü yanlış ve yersizdir. Çünkü hiç bir tütün, piyasadan önce veya piyasada açık arttırma dışında bırakılıp destekleme alımı için ayrılamaz Destekleme hesabına satın alınacak tütünler, açık arttırmaya çıktığı halde alıcı bulmayan tütünler olacaktır. Nitekim bu anlayış üçüncü fıkranın ikinci cümlesinde hüküm haline getirilmiştir. Bu nedenle üçüncü fıkranın ilk cümlesi tasarıdan çıkarılmalıdır.

MADDE : - 6 TÜTÜN MAMULLERİ

Esas itibariyle Türkiye’de tütün mamulleri üretimiyle ilgili asgari şartları belirleyen bu maddenin, tütün mamulleri satmak isteyenler hakkındaki ikinci fıkrası maddeden çıkarılmalı ve bu konuyla ilgili maddeye alınmalıdır.

MADDE : -7 TÜTÜN VE TÜTÜN MAMULLERİ TİCARETİ

Bu maddenin birinci fıkrası, üreticilerden satın alınan yaprak tütünlerin dahilde alınıp satılmasını, işlenmiş tütünlerin ihracını, yurt dışından tütün ithalini düzenlemektedir. Kimlerin bu ticareti yapabileceği, Ticaretin şartları ve bu hakkın hangi hallerde kaybedileceğine dair hükümlere yer verilmemiştir. Bu hususların genel hükümlere göre düzenlenmesinin düşünüldüğü anlaşılmaktadır. Fakat üretici tütünlerinin satış merkezlerinde artırma ile pazarlanmasını öngören tasarıda bu hususların yer almaması ilerde bu merkezlerde yapılacak satışlarda ihtilaflara ve özellikle tütün üreticileri için zorluklara neden olacaktır.

Maddenin birinci fıkrası Yaprak Tütünlerin ikinci, üçüncü ve dördüncü fıkraları tütün mamullerinin yurt içi ticaretine, ihracatına ve ithaline ait hükümleri içermektedir. Bu iki konu birbirinden tamamıyla ayrı alanların konusundur ve ayrı kuralları vardır. 

Bu nedenle maddenin tütün mamullerine ait hükümleri, yaprak tütün ticaretine ait hükümlerden ayrılmalı ve ayrı bir maddede yer almalıdır.Altıncı maddenin son fıkrasıda bu yeni maddeye aktarılmalıdır.

MADDE: 10-YÜRÜRLÜKTEN KALDIRILAN HÜKÜMLER

Tasarının bu maddesi ile

 

 

 

 

 

  1. 196 sayılı
  2. 1177 sayılı Tütün ve Tütün Tekel’i kanunu ile bu kanunda değişiklik yapan kanunlar
  3. 1196 sayılı Tütün Tarım Satış Koperatif Kanunu
  4. 3291 sayılı kanunun 17. Maddesi

yürürlükten kaldırılmaktadır.

Yedinci Beş Yıllık Kalkınma Planında bu üç yasanın günün şartlarına uygun hale getirilmesi öngörülmüş ve bu öngörü 1997 programında yer almıştır. Fakat yasa tasarısının, kamu kesimi için emredici nitelikte olması gereken bu öngörü yok sayılarak 1196 sayılı Tütün Tarım Satış Kooperatifleri yasasını tümüyle yürürlükten kaldıracak şekilde hazırlandığı görülmektedir. 1196 sayılı yasa ile bu Kooperatiflere Türk Tütüncülüğünün mevzu ve meselelerini bölgeler arasında işbirliği temin etmek suretiyle incelemek, tütüncülüğün kalkındırılması ve teşkilatın takviyesi için gerekli tedbirleri almak, tütün alım-satımının nizam içinde cereyanını sağlamak ve bu amaçla “Tütün Satış Merkezleri” kurmak gibi görevler verilmiştir.

Tütün alım-satımının nizam içinde cereyanını sağlamak ve bu amaçla Tütün Satış Merkezleri kurmak görevinin, bugünkü yetersiz durumu nedeniyle Tütün Tarım Satış Kooperatifleri Birliğine verilmesi imkansız olduğu için yasanın bu hükümlerinin yürürlükten kaldırılması yerinde bir düzenlemedir.

1196 sayılı yasanın bu kooperatiflere ve Birliklerine verdiği görev, ekici tütünlerinin alım-satımının nizamı içinde cereyanını sağlamak ve Tütün Satış Merkezleri kurmaktan ibaret değildir. Kanun koyucu bu kooperatiflere yasada belirtilmiş olan tütüncülüğümüzle ilgili başka görevler de vermiştir. Yasanın yürürlükten kaldırılmasıyla, kooperatifler birliği bu alandan dışlanmaktadır. Hasıl olacak boşluğun nasıl doldurulacağı ise anlaşılmıyor.

GEÇİCİ MADDE

Maddenin ikinci parağrafı ile “bu kanunun yayımlandığı tarihte özel sektörde 36 ay Tütün Eksperi olarak çalıştıklarını resmi belgelerle belgeleyenlerin hakları saklıdır” hükmü getirilmektedir.

Türkiye’de tütün eksperliği yapmak için Tütün Eksperliği Yüksek Okulunu bitirmiş olmak şarttır. Bu yasa hükmüdür ve 1969 ‘dan beri yürürlüktedir.

Bu okulun diplomasına sahip olmayanların Tütün Eksperi olarak çalışmaları mümkün olmadığına göre, söz konusu personelin yaptığı iş Tütün Eksperliği değildir; Yapmadıkları işe ait bir hakkın saklı olması da söz konusu olamaz. Bu nedenle bu personele 36 ay Tütün Eksperi olarak çalıştıklarına dair resmi bir belgeyi hiç bir makam veremez. Böyle bir belgenin geçerli olması da hukuken imkansızdır.

Tütün Eksperliği mesleğinin bu gün ulaştığı düzey Cumhuriyetin kuruluşundan hemen sonra benimsenmiş olan bilimsel eğitim disiplininin ürünüdür. Tütün Eksperliği mesleği ve mesleğin tütüncülüğümüzdeki yeri Türk ve Dünya tütüncü çevreleri tarafından hiç bir tereddüde yer bırakmayan şekilde kabul edilmiştir. Mesleğin bu yetkin konumu yasal güvence altındadır.

Dünya tütüncülüğündeki gelişmeler ve tütüncülüğümüzün karşı karşıya bulunduğu büyük sorunlar ortada iken Tütün Eksperliği mesleğini icra edecek teknik personelin formasyonunda fedakarlık yapmak Türk tütüncülüğüne ihanet olur.

Tütün Eksperliği Yüksek Okulu mezunu 700 tütün eksperi ve tütün teknoloji mühendisi devlet kesiminde ve özel kesimde mesleklerini icra etmektedirler. Tütün Eksperliği Yüksek Okulu mezunu 40 Tütün teknoloji mühendisi; henüz mesleklerini icra edecek bir iş bulamamış durumdadır. 120 Öğrenci bu yüksek okulda öğrenimini sürdürmektedir.

Bu yüksek okulun mezunları mesleklerini icra edecek çalışma Olanağı bulmakta güçlük çekerken, sektörde ihtiyaç varsa bunu gidermenin yolu, Tütün ve Tütün Tekeli yasasının değiştirilecek olması fırsatından yararlanarak özel sektörde çalışan bir kısım personele, kazanılmamış haklarının saklı olduğunu belirten belgeler dağıtmak değil, ihtiyacın Tütün Eksperliği Yüksek Okulu mezunları ile karşılanmasına olanak sağlanması olmalıdır.