TÜTÜN EKSPERLERİ DERNEĞİ

Giriş

1- GİRİŞ :

Tütün yaprakları kurutulduktan sonra tütün sanayiinde kullanılmaya hazır duruma henüz gelmemiştir. Kurutma işlemi geçirmiş bulunan tütünlerin fabrikasyona uygun ilk madde durumuna gelinceye kadar geçen süre içinde, kalite niteliklerini geliştirmek, olgunlaştırmak ve bunları korumak amacıyla yapılan çalışmalar ve alınan önlemler tütüncülük sanatının çok önemli olan "Tütünlerin Bakımı ve Korunması" dönemini oluşturmaktadır.

Tütünler, kalite niteliklerindeki özel durumu nedeniyle ayrı bir bakım ve korunma düzenine bağımlı tutulmalarında zorunluk vardır. Bakım ve korunma dönemi sırasında uygulanan çalışma yöntemlerinin :

a) tütünlerin kalite gelişmesini sağlayacak olayların olumlu bir biçimde yürütülmesi,

b) olgunlaşmalarını ve pişkinleşmelerini sağlamak,

c) bu sırada kazanılan kalite değerlerini dayanıklı duruma getirmek ve bunları korumak gibi çok yönlü yararları vardır. Bu işlerin başarılması için, öncelikle tütünlerin fiziksel ve içim niteliklerini, kimyasal bileşimlerini ve sanayide kullanılacak ilk madde durumuna gelinceye kadar uygulanması gereken bilimsel bakım yöntemlerinin bilinmesi gerekmektedir.

Ancak, bakım işlerinin eksiksiz ve uygun biçimde yapılabilmesi için ilk şart, ortamın rutubet oranının ve ısı derecesinin kolaylıkla, ayar edilebilmesi ve ihtiyaca uygun kapasitede bakım atölyelerinin bulunmasına bağlıdır. Zira, ortamın rutubet oranı ve ısı derecesi tüm bakım olaylarının uygun biçimde geçmesini sağlayan temel faktörlerdir.

Tütünlerin bakım ve korunma dönemlerinde meydana gelen olaylar, genellikle tütün yapraklarının olgunlaşması sırasında bünyelerinde kendiliğinden oluşan enzimlerin etkinlikleri ile oksidasyon olaylarının bir sonucudur. Bu olayın gelişmesi ve olumlu bir biçimde sonuçlanması öncelikle tütün yapraklarındaki rutubet miktarı ile ilgili bulunmaktadır. Tütün yapraklarındaki rutubet oranının yüksek olması enzim faaliyetlerini güçleştirmekte, buna karşılık mikrobiyolojik ve oksidasyon olaylarının gelişmesi için uygun bir ortam meydana getirmektedir. Rutubet oranının yüksekliği nedeniyle tütünlerin renklerinde sırası ile koyulaşma, kararma, küflenme ve en sonunda çürümeye kadar giden bozulmalar meydana getirebilir. Rutubetin yetersiz miktarda olması ise, enzim faaliyetini hissedilir derecede azaltmakta ve biyoşimik olayların istenilen biçimde yürütülmesini engellemektedir. Rutubet miktarının çok düşük olması durumunda ise enzimatik, oksidasyon ve mikrobiyolojik olaylar tümü ile durmakta ve tütün yaprakları esneklik ve dayanıklılık yetilerini kuruluk etkisi ile kaybetmiş olduklarından kırılgan hale gelmektedir.

Bir tütünün alabileceği rutubet miktarı onun rutubet alma yetisine (Higros- kopisitesine) bağlı bulunmaktadır. Rutubet alma yetisinin ise tütün yapraklarının kimyasal bileşimine ve başta kolloidal yapısı ile ortamın rutubet oranı ve ısı derecesi ile ilişkisi vardır.

Tütün yapraklarında meydana gelen tüm olayların gelişmesi, oluşma hızı ve süresi yaprakların doku struktürü ve kimyasal bileşiminin mahiyeti ile ortamın rutubet oranı ve ısı derecesi ile bağımlı bulunmaktadır.

Bu nedenle, bakım ve korunma dönemlerinin çeşitli devrelerinde ortamın rutubet oranı ile ısı derecesinin uygun bir düzeyde tutulmasının kural olarak alın- ması gerekmektedir .

Tütünlerin bakımı ve korunması döneminde üç önemli devre vardır :

1 - Fermantasyon öncesi veya fermantasyona hazırlık devresi, 2 - Fermantasyon devresi, 3 - Fermantasyondan sonraki dev- re, yani fermantasyonlarını geçirmiş olan tütünlerin bakımı ve korunması.

Birbiri ardı sıra gelişen bu devreler arasında sıkı bir ilişki vardır.