TÜTÜN EKSPERLERİ DERNEĞİ

Denize Sıfır, Otel Ve Alışveriş Merkezi Yapımına Ruhsatlı,  Satılık Şarap Fabrikaları !..

TÜTÜN EKSPERLERİ DERNEĞİ
BASIN AÇIKLAMASI
( 20 EYLÜL 2007 )


    Denize Sıfır, Otel Ve Alışveriş Merkezi Yapımına Ruhsatlı,  Satılık Şarap Fabrikaları !..

Mey İçki, dört tesisini arsalarıyla birlikte satışa çıkardı. 10 Eylül Tarihinden itibaren Hürriyet gazetesinde yayımlanan SATILIK ŞARAP FABRİKALARI! başlıklı bu satış ilanı doğrusu bir hayli ilginç. Satış ilanın ayrıntılarında fabrikalara ilişkin en küçük bir ayrıntı bulunmazken arsaların denize sıfır olmasından tutun da, otel veya alışveriş merkezi yapılabilecek durumda olmasına kadar yeni yatırımlar için aranabilecek çok sayıda olumlu özellik bulunuyor. Hafızaları tazelemesi açısından Alkollü içkilerin özelleştirilme sürecini kısaca hatırlamakta fayda var. Bilindiği üzere Tekel in Alkol bölümünün özelleştirilmesi sonucu 16 tesisten 13 ünde mülkiyet de Mey içkiye devredilmişti. 

   Mey içki 2003 yılında kurulmuş Alkollü içki piyasasında daha önce ticari faaliyeti olmayan bir firma. Nurol-Özaltın-Limak-Tütsab firmalarının ortak girişimi olarak Mey, Alkollü içkiler bölümünün özelleştirilmesine katılmış, 292 milyon dolar fiyatla bu ihaleyi kazanmış ve Şubat 2004 de devir işlemi gerçekleşmiştir. Firmanın bu alımın finansmanını iki yılı ödemesiz, yedi yıl vadeli 230 milyon dolar kredi kullanarak sağladığı da basında yer almıştır. 
   İki Yılda 292 Milyon Dolardan 900 Milyon Dolara! 
2004 yılında Tekel’in alkollü içkiler bölümünü 292 milyon dolara satın alan ortak girişim grubu, büyük yatırımlar yapmaksızın 2 yıllık süre içerisinde firma değerini üçe katlayarak, Mey İçkinin %90’ını 810 milyon dolara Amerikalı özel yatırım şirketi Texas Pacific Group'a peşin olarak sattı.       Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulu Raporu!
    Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulunun bu hususta hazırladığı raporda, özelleştirme ilanına çıkılan 2003 Haziranında Alkollü İçecekler AŞ'nin Tekel AŞ'ye olan cari hesap borcunun henüz 107 trilyon olduğu belirtilirken, bu esnada 'borç silmeye ilişkin' sözleşmede bir hüküm olmadığına işaret edildi. Rapora göre borç tasfiyesiyle ilgili karar, özelleştirme ilanından dört ay sonra alındı. Bu kararda 31 Ekim 2003 tarihli bilançolar esas alınarak söz konusu şirketin Tekel AŞ'ye olan borcunun tasfiye edileceği açıklandı. 31 Ekim'de ise şirketin Tekel'e borcu 186 trilyon liraya çıktı. Ancak bu tarihte de tasfiye işlemi gerçekleştirilmedi. Bu tarihten sonraki tüm işlemler için her şirketin kendi adına hareket edeceğinin tescil edilmesine rağmen buna uyulmadı. Rapordaki en can alıcı nokta, borç silme anlamına gelen tasfiye işleminin 31 Ekim 2003 değil, devir tarihi olan 27 Şubat 2004 tarihi esas alınarak yapılmış olması. Bu durumda 31 Ekim'den devir tarihine kadar özelleştirilecek şirket için yapılan 120 trilyonluk harcama Tekel'den çıkmış oldu. Rapora göre Tekel Yönetim Kurulu, devir işlemine 9 gün kala Özelleştirme İdaresi başkanına bir yazı göndererek cari borcun yükseldiğini ve devir tarihine kadar 50 ile 55 trilyon lira arasında bir yükselmenin daha olacağını belirterek 307 trilyonluk borç tasfiyesi yapılmasına zemin hazırlayan kararını bildirdi. Büyük bir borç silme operasyonu olmasına rağmen bu talep aynı gün onaylandı.
   Tekel’den Mey İçkiye Genel Müdür Transferi!
    Alkollü İçkiler Müessesesinin Genel Müdürlüğe dönüşmesi ile Müessese Müdürü Esen Ataay da Genel Müdür oldu. Yüksek Denetleme Kurulu raporlarında devirden önce 100 trilyonluk hammadde alımı yaparak kurumu zarara uğrattığı iddia edilen Genel Müdürün daha sonra emekliliğini isteyerek Mey içkiye Genel Müdür olarak transfer olması ise manidardır. Kamu görevlilerinin özel sektöre benzer şekilde transferleri ile  ilgili Kamu Etik Kurulunun  yönetmeliğini  hatırlatmakta fayda var.

    Kamu Etik Kurulu'nca hazırlanan yönetmelikte, kamudan ayrılan birgörevlinin 3 yıldan önce benzer bir iş sahasına hizmet veren özel sektörde görev alması yasaklanıyor. Bulunduğu göreve göre bu süre, iki yıla indirilebiliyor.

    Kapanan Tesisler Zarar Eden Çiftçiler! 
    Mey İçki özelleştirme yoluyla satın aldığı şarap fabrikalarından sadece Elazığ ve Şarköy fabrikalarında şarap üretimine devam ederken Ürgüp, Uçmakdere ve Hoşköy şarap fabrikalarını satışa çıkarmıştır. Mey İçkinin satmak istediği Çanakkale Kanyak Fabrikasının arazisi için de yabancı bir gurupla pazarlık halinde olduğu biliniyor. Satışının yapılması beklenen bu yerlerin değeri yaklaşık 25 milyon YTL olarak ifade edilmektedir. Devlet bu bölgelerde geçmişte bağcılığı teşvik etti. Tesislerin kapanması ile birlikte en önemli geçim kaynağı bağcılık olan bölge halkı üzümünü satamama ve  düşük fiyat sıkıntısı ile karşı karşıya geldi. 
   Özelleştirmenin Mantığı!
    Tekel’in alkollü içkiler kısmının özelleştirilmesi, devletin sahip olduğu varlıkların değerinin çok altında fiyatlarla elden çıkarılmasının tipik bir örneğidir. Dişe dokunur bir yatırım yapılmadan, kısa bir sürede satış bedelinin 3 katını da aşan bir fiyata firmanın devri gerçekleşiyorsa, bu acaba kamu kaynaklarının birilerine devri değil de nedir? Devredilen kaynaklar kimin cebinden çıkmıştır?Üretime devam ettirilmek yerine tesisler kapatılıp arsa olarak pazarlanıyorsa, çalışanlar işlerini kaybediyor, üreticiler ürünlerini satamaz hale geliyorsa, bu durum, özelleştirme uygulamalarının hangi amaç ve ilkelerine uygundur? Ortaya çıkan sonuçlar önceden planlanan tabloya uygun mudur? Eğer uygun ise özelleştirmelerin bir gizli, bir de açıklanan amaçlarının olduğunu kabul etmek gerekir. Böyle bir şey düşünülemeyeceğine göre kamu kaynaklarının birilerine devredilmesinin sorumluları söz konusu olmaktadır. Bugün için bu sorumluların ortaya çıkarılamaması, gelecekte çıkarılmayacağı anlamına gelmemelidir.      Sıra Sigara da !
    Tekel’in Sigara bölümünün özelleştirilmesi ise şu sıralarda gündemde. Tekel sigara fabrikalarının satışı tütün üreticisini, sektör çalışanını vuracak, kamu kaynaklarının değerinin altında fiyatlarla el değiştirmesine ve hatta yurt dışına transfer edilmesine neden olacaktır. Bu özelleştirme sonrasında sigara fiyatları giderek yükselecek, tiryakilerin ödeyeceği bedelle çok uluslu yabancı şirketlerin kendi ülkelerine yaptıkları kaynak transferi artacaktır.     
   Tekel’in alkollü içkiler bölümünün özelleştirilmesi sonucu, bu sektörde yüksek oranlarda kayıt dışı ve vergi kaybı olmuştur. Aynı kayıt dışılık ve vergi kaybı Tekel Sigara Fabrikalarının özelleştirilmesi halinde  sigara sektöründe de yaşanacaktır. 
    Sigara tüketiminin, Batılı ülkelerde azalıyor olmasına rağmen ülkemizde hızla artması, toplum sağlığımız açısından büyük risk oluşturmaktadır. Sigara piyasasının, çok uluslu şirketlerin  saldırgan pazarlama politikalarına terk edilmesi bu açıdan telafisi güç sorunlar yaratacaktır.