TÜTÜN EKSPERLERİ DERNEĞİ

5727 SAYILI TÜTÜN ÜRÜNLERİNİN ZARARLARININ ÖNLENMESİ KONTROLÜ KANUNU DESTEKLENMELİDİR

TÜTÜN EKSPERLERİ DERNEĞİ

BASIN BİLDİRİSİ

(28.01.2008)

 

Tütün Ürünlerinin Zararlarının Önlenmesi ve Kontrolü Hakkında 5727 sayılı Kanunu Tütün Eksperleri desteklemektedir.

Çünkü; Türk halkının sağlığı, çokuluslu sigara üreticilerinin ticari kaygılarından daha önemlidir.

Ancak; Tütün Eksperlerinin, dünyada son sigara söndürülene kadar Türk tütünü üretiminin sürdürülmesi ve üreticimizin hak ve menfaatlerinin korunması düşüncesi tavizsiz devam etmektedir.

         Ayrıca; Tütün Eksperlerinin TEKEL’in sigara fabrikalarının özelleştirilmesine net olarak karşı olduklarını kamuoyuna bir kez daha hatırlatmak isteriz.

 

Bilindiği gibi, 4207 sayılı Tütün Mamullerinin Zararlarının Önlenmesine Dair Kanunda değişiklik yapan 5727 sayılı Kanun, 2 ret, 6 çekimser, 240 evet oyu gibi büyük bir mutabakatla TBMM’de 3/1/2008 tarihinde kabul edilmiştir.

Bizler, varlık sebebi tütün olan bir mesleğin mensupları olarak 5727 sayılı Kanunu gönülden destekliyoruz.

Çünkü;

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) verilerine göre, Dünya’da 1 milyar 300 milyon kişi sigara içmekte ve her yıl 5 milyon kişi sigaraya bağlı hastalıklardan hayatını kaybetmektedir.

Ülkemizde de 25 milyon sigara içicisi olduğu ve her yıl sigaraya bağlı hastalıklardan 100.000 kişinin öldüğü bilinmektedir. Yine ülkemizde 20 milyar YTL’si tütün ürünlerine ödenen bedel olmak üzere, yangınlar ve tütün ürünlerinin sebep olduğu hastalıklar dâhil toplamda 50 milyar YTL harcanmaktadır.

Bu haliyle dünyada ve ülkemizde sigara içmenin yaygın bir alışkanlık ve önemli bir halk sağlığı sorunu olduğu görülmektedir.

Özellikle genç kuşakların sigara içmeyi kabul edilebilir bir davranış olarak görmemesi ve çocuk yaşlarda sigara içmeye karşı özen duymaması, yüzde yüz sigarasız ortamlarla mümkün olabilecektir.

 Kanunun nihai satış noktalarında (bakkal,market,tekel bayi vb. )  sürdürülen saldırgan satış ve saldırgan stand reklamlarının yasaklanması  konusunda bazı eksiklikleri olmasına rağmen ülkemiz halk sağlığı açısından atılmış önemli bir adım olarak görüyor, yasayı destekleyen tüm siyasi partilere ve milletvekillerine ayrı ayrı teşekkür ediyoruz.

 

Çünkü; Türk halkının sağlığını sigara şirketlerinin her türlü ticari kaygılarından daha önemli görüyor ve savunuyoruz.

 

 Bilindiği üzere, Dünya Sağlık Örgütü Tütün Kontrolü Çerçeve Sözleşmesi 28/4/2004 tarihinde Sağlık Bakanı Sayın Recep AKDAĞ tarafından imzalanmış, 25/11/2004 tarihli ve 5261 sayılı Kanun ile kabul edilerek onaylanmıştır.

Türkiye anılan uluslararası sözleşmenin gereği olarak 2006 yılında Ulusal Tütün Kontrolü Programını (UTKP) hazırlamış, söz konusu Program 7/10/2006 tarihli ve 26312 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmış, nihayetinde 12/12/2007 tarihinde Ankara’da Başbakan Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN’ın katılımıyla UTKP Eylem Planını kamuoyuna tanıtılmıştır.

Bu süreçte, 5727 sayılı Kanun da uluslararası yükümlülüğümüzün bir sonucu olarak TBMM gündemine gelmiş ve ulusal bir mutabakatla kabul edilmiştir.

5727 sayılı Kanun kamuoyunda genel olarak olumlu karşılanmakla birlikte bazı eleştirilere de muhatap olmaktadır. Bu eleştirilerden bir tanesi, özelleştirme aşamasında olan TEKEL sigara fabrikalarının muhtemel alıcılarının Kanunu bahane ederek fiyatı düşürecekleri yönündedir. Diğer bir eleştiri de Kanunun tütün üretimine ve dolayısı ile tütün üreticilerimize zarar vereceği tezine dayandırılmaktadır. 

Tütün Eksperleri, 5727 sayılı Kanunu desteklemekte ve bu yöndeki eleştirileri yanlış ve haksız bulmaktadır.

Öncelikle şu hususu açıklamakta fayda görüyoruz:

 TEKEL’e talip olan tüm şirketler, 2004 yılında Türkiye’nin Tütün Kontrolü Çerçeve Sözleşmesini imzaladığını, 2006 yılında Ulusal Tütün Kontrol Programını hazırladığını bilmektedir. Bu şartlarda 2005 yılından bu yana gündemde olan bu Kanunun,  bugün olmasa bile yarın çıkarılacağı da bilinmektedir.

 2001 yılında özelleştirme kapsam ve programına alınan TEKEL’in sigara biriminin satış ihalesinde teklifler verilmeden önce Kanunun çıkarılmış olması, zamanlama açısından da etik bir davranış olarak değerlendirilmelidir.

Aslında TEKEL’in sigara biriminin özelleştirilmesinde dikkat edilmesi gereken husus, özelleştirmeden kimin çıkar sağlayacağı hususudur.  Burada akla gelen ilk soru,  5727 sayılı Kanuna karşı çıkan çokuluslu sigara şirketlerinin TEKEL’in özelleştirilmesine neden karşı olmadıklarıdır.

Çünkü, onların derdi, neticede TEKEL’in yüzde 30’luk piyasa payının paylaşılmasıdır.

İkinci soru ise ürettikleri sigaralarda ancak yüzde 15–20 arasında Türk tütünü kullanan bu şirketlerin Tütün Fonunun kaldırılmasını neden istedikleridir?

Çünkü, Tütün Fonu kalkınca ithalatta ödedikleri kilo başına 3 doları ödemekten kurtulacaklar ve topraklarımızda yetişen tütünleri kullanmayıp ithalat yoluna gideceklerdir.

Ortada bu gerçekler varken TEKEL’in sigara fabrikalarının ucuza satılacağının gerekçesi olarak 5727 sayılı Kanunu öne sürmenin sebepleri bellidir.

Onların derdi, TEKEL’i tasfiye edilmesiyle birlikte 20 milyar YTL’lik bir satış hacmine ulaşan 110.000 tonluk Türk sigara pazarının tamamen ele geçirilmesidir.

Onların derdi, gelişmiş ülkelerde yitirdikleri pazarlarını genç nüfusumuzun ciğerlerinin kullanılarak telafi edilmesidir.

Onların derdi, gelişmiş ülkelerde harfiyen uymak zorunda kaldıkları tütün kontrolüne ilişkin kuralları Türkiye’de  “nasıl deleriz”in hesabıdır.

Hafızaları tazelemek açısından bugünlere nasıl gelinmiştir?

1984 yılında kaçakçılığı önlemek ve bu yolda oluşan rantı devlet gelirleri içine almak amacıyla başlatılan sigara ithalatının ardından 3/6/1986 tarihli ve 3291 sayılı Kanun ile 1177 sayılı Tütün ve Tütün Tekeli Kanununun 38 inci maddesi yürürlükten kaldırılmış ve tütünde Devlet tekeline son verilmiştir. 1991 yılında çıkartılan 1755 sayılı Kararname ile de çokuluslu sigara şirketlerinin Türkiye’de tütün ürünleri üretmelerinin önü kontrolsüz bir şekilde açılmıştır. 1992 yılından itibaren Türkiye’de sigara üretimine başlayan çokuluslu sigara şirketlerinin bugün itibarıyla sayıları 6’ya piyasa payları ise yüzde 70’e yükselmiştir. Bu arada Amerikan blend dediğimiz soslu sigaraların pazar payı ise yüzde 80’lere ulaşmış, bunun sonucu olarak ta yurtiçinde Türk tütününe olan talep önemli ölçüde azalmıştır.

Çokuluslu sigara şirketlerinin pazar paylarını büyütmelerinde, TEKEL’in 2001 yılında özelleştirme kapsam ve programına alınması, kötü yönetilmesi, yatırımların azaltılması vb. faktörler de etkili olmuştur.

Bu süreçte, 9/1/2202 tarihli ve 24635 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren IMF Yasası olarak bilinen “Tütün, Tütün Mamulleri, Tuz ve Alkol İşletmeleri Genel Müdürlüğünün Yeniden Yapılandırılması ile Tütün ve Tütün Mamullerinin Üretimine, İç ve Dış Alım ve Satımına, 4046 Sayılı Kanunda ve 233 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”, adından da anlaşılacağı üzere aslında bir özelleştirme yasası şeklinde düzenlenmiştir.

Kısa adıyla “Tütün Yasası” olarak bilinen 4733 sayılı Kanun hükümlerinin uygulandığı son 5 yıllık süre içerisinde tütün üreticisi sayısı yüzde 47 oranında azalarak 205.000’e, tütün üretimi ise yüzde 38,5 oranında azalarak 1962 yılından bu yana ilk defa 100 milyon kilogramın altına  -98 milyon kilograma- düşmüştür.

Anlaşılacağı üzere Türk tütüncülüğü asıl darbeyi 1984 yılında başlayıp 2002 yılında 4733 sayılı Kanun ile devam eden süreçte yemiştir.

Bu şartlarda ülke tütüncülüğünün sorunlarını ve TEKEL’in içine düşürüldüğü durumu 4 ay sonra yürürlüğe girecek 5727 sayılı Kanuna yüklemek ne kadar doğrudur?

Yapılması gerekenler; ülkemizde giderek azalan tütün üretimini iç tüketim ve dışsatım imkânlarını göz önüne alarak sürdürülebilir kılmak, Dünya ihracatındaki 1 inciliğimizi koruyabilmek için 4733 sayılı Tütün Yasasındaki görülen ve bilinen eksiklikleri gidermek, üreticimizin ve ihracatımızın yegane güvencesi olan TEKEL’in özelleştirilmesinden vazgeçmek ve piyasada sorumlu üretici sıfatı ile özerk bir yapı ile yer almasını sağlamaktır.

Böylelikle, Türk halkının sağlığını bu kadar yakından ilgilendiren bir sektörün önemli bir pazar payı kamu denetiminde kalacak ve piyasanın içinde bir kamu gözü var olacaktır. Ayrıca,  500 milyon doları aşkın tütün ihracatını artırarak sürdürmeye devam edilecek, kırsal alanda çoğu kez tek sanayi kuruluşu olan TEKEL’in tüm dünyanın yöneldiği kırsal kalkınmaya katkısı sürecektir.

Ayrıca, Ulusal Tütün Kontrol Programı Eylem Planında yer alan tütün üreticileri ve sektörde çalışan işçilerle ilgili amaç ve hedefler de 2012 yılına kadar mutlaka gerçekleştirilmelidir.

Varlık sebebi tütün olan ve her türlü platformda tütün üreticisinin ve sektör çalışanlarının hak ve menfaatlerini savunan Tütün Eksperleri, kanunlar ve kurallar çerçevesinde olmak üzere tütün mamullerinin ticaretine ve tüketilmesine karşı değildir. Ancak, tütün mamullerinin tüketiminden kaynaklanan zararın, ülke ve topluma yüklediği yüksek maliyetin farkındadır.  Tütün Eksperleri çokuluslu sigara şirketlerinin üretimden tüketime, reklâmdan sponsorluğa kadar kanuna aykırı ve etik olmayan faaliyetlerinin de farkındadır. Bu yönde yetkili kuruluşlara kamu sağlığı açısından yasal müracaat ve şikâyet hakkını kullanmaktadır.

Sigara ve Sağlık Ulusal Komitesi (SSUK) Yürütme Kurulu Üyesi de olan Derneğimiz, 5727 sayılı Kanunun ülkemize ve toplumumuza hayırlı olmasını diler, Kanunun amacına ulaşmasında üzerine düşeni yapacağını kamuoyuna saygıyla açıklar.

 

TÜTÜN EKSPERLERİ DERNEĞİ

                                                                        YÖNETİM KURULU